Hakkında

Kitab-ı Mukaddes’deki öyküler kadar eskidir Troya…

Çanakkale’nin Hisarlık Bölgesi’nde, bundan binlerce yıl önce kurulan tarihi İlion, Hititlerin deyimi ile “Wilusa” kenti çok eski bir efsaneye de kaynaklık etti. Düş ile gerçeğin, bilim ile ütopyanın iç içe geçtiği insanlık tarihinin en eski ve en bilindik öykülerinden birine…

Batı uygarlığı kültürel mirasını, hiçbir şeye borçlu olmadığı kadar Troya Efsanesi’ne borçludur. M.Ö. 1180 yılında gerçekleştiği varsayılan bu öykü yine Anadolulu bir ozan tarafından insanlığın belleğine kazınmıştır. İzmir doğumlu ozan Homeros tarafından ölümsüz yapıtları İlyada ve Odysseia ile yazılı hale getirilen bu öykü bütün dünya edebiyatının da en tanınan yapıtları arasına girmiştir. Öyle ki bütün kutsal kitaplar kadar önemli ve etkin bir yere sahiptir ve tarih boyunca bütün ulusların tarih yazıcılarının en çok merak ettiği gizemli bir serüvene dönüşmüştür.

Üç bin yıllık bir tarihi içeren bu merak, araştırma ve gezilere son noktayı koyan; Troya’yı yeniden tarih sahnesine çıkaran ve efsaneyi gerçek bir tarih haline getiren Alman arkeolog Heinrich Schliemann oldu. Rivayetlerin gizemli seslerine sığınarak el yordamı ile bulunan ve büyük serüvenlerle yurtdışına çıkarılan insanlık hazineleri, çağdaş arkeolojinin de temellerinden birine dönüştü. Schliemann bize şunu öğretti: “Harabelerden yükselen sesler bize ait geçmişin sesleridir.” Geçmişin seslerini duymayanlar, geleceğin sesini duyamazlar. Anadolu Ateşi Dans Topluluğu Troya efsanesine hayat veriyor. Sanat tarihinin bu ölümsüz eserine Anayurdu’ndan üç bin yıl sonra merhaba diyoruz. Hitit Kralı Tuthalia’dan, Akhileus’a, Büyük İskender’den Roma İmparatoru Sezar’a, Pers Kralı Kserkses’den Bizans Kralı Konstantinus’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Mustafa Kemal Atatürk’e kadar çağlar aşan dünya liderlerinin düşlerini süsleyen ışıklı şehir… Troya yıkıntılarından yükselen çığlık ve 3000 yıllık mistik bir düşün yeniden hayat buluşu… Anayurdundan bütün insanlığa. Troya’da zaman, Troya’da mekan, Troya’da aşk ve sınırsallık… Yitik bir mitin gölgesinde sürdürülen hummalı bir çalışma, görmezden gelinen tarihe karşı bir tarih ve müzikal bir başkaldırı.

Mustafa ERDOĞAN
Genel Sanat Yönetmeni

Rakamlarla TROYA

150

Adet ışık robotu kullanılıyor

150.000

Enerji her gösteride harcanıyor

2000

Adet Kostüm tasarlandı ve dikildi

12.000

Kumaş kullanıldı

450

Çeşit kumaş kullanıldı

1200

Dansçıların kullandıkları bandaj

3150

Dansçıların saçlarına kullandıkları toka sayısı

32

Büyük askılık

7200

Toplam prova saati

5400

Kostümlerde kullanılan boncuk sayısı

2.5

Kostümlerin ağırlığı

5400

Saat müziklerin yapım aşaması

550

Adet projeksiyon görüntülerinin eskiz çalışması

850

Adet başlık

300

Adet ayakkabı özel olarak tasarlandı

10

Ayrı kostüm atölyesinde dikildi

200

Adet dans ayakkabısı

500

Küpe ve 500 Kolye

500

Bilezik aksesuar olarak kullanıldı

3000

Adet fes'lere sarı lira kullanıldı

2000

Adet özel yapım çiçek kullanıldı

3500

Parça makyaj malzemesi kullanılıyor

2500

Keçe kumaşı Özbekistan’da özel olarak dokutuldu

2000

Şifon elde özel boyandı

1

adet 8 m. uzunluğunda At Heykel dekore edildi